5. SINIFLAR

 

SOSYAL BİLGİLER 5. SINIF ÖZETLERİ

 

 

Vatandaş: Aynı toprak üzerinde yaşayan ve aynı devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan bireylere vatandaş denir.

 

Etkin Vatandaş: Haklarını ve sorumluluklarını bilen ve bunlara göre hareket eden kişilere etkin vatandaş denir.

 

Olay: Ortaya çıkan, meydana gelen, olup biten şey ya da duruma olay denir.

 

Olayların çok boyutluluğu: Bir olayın birden fazla nedeni ve sonucu olabilir. Buna bir olayın çok boyutluluğu adı verilir.

 

Birey: Toplumu oluşturan insanlardan her birine birey denir.

 

Grup: Ortak bir amaç için bir araya gelen, aralarında etkileşim olan, en az iki kişiden oluşan topluluğa grup denir. Örneğin 6-A Sınıfı, Tiyatro Ekibi, İzci Kulübü, Halk Oyunları Ekibi birer gruptur.

 

Kalabalık: Birbirlerini tanımayan, rastlantı sonucu bir araya gelen, ortak bir amaçları olmayan, kısa süreli bir arada bulunan topluluğa kalabalık denir.

 

Sosyalleşme: Bireyin içinde yaşadığı toplumun bir üyesi olma sürecine sosyalleşme denir.

 

Kurum: Topluma hizmet etmek amacıyla oluşturulmuş yapılara kurum adı verilir. Örneğin okul, hastane, vb.

 

Rol: Bireyin ait olduğu gruplarda üstlendiği görevlere rol denir. . İnsanlar içinde bulundukları gruplara göre farklı roller üstlenirler. Bir çocuk evde; evlat, abi, kardeş ve çocuk rolünde olabilir. Okulda öğrenci, sınıf başkanı, kulüp başkanı, tiyatro kulübünde oyuncu rolünde olabilir.

 

Hak: Yasal olarak bireylere tanınan yetki ve kazançlara hak denir.

 

Sorumluluk: Bireylerin yaptığı davranışların sonuçlarını üstlenmesine sorumluluk denir.

 

Rollerimiz bize birtakım haklar ve sorumluluklar yükler. Haklarımız hukukun çizdiği sınırlar çerçevesinde sahip olduğumuz kazanımlar ya da yapabileceklerimizle ilgilidir. Sorumluluklarımız ise üstlendiğimiz rollerimizin gereklerini yerine getirmeyle ilgilidir. Örneğin okulda eğitim öğretim hizmetlerinden faydalanmak hakkımız, ders çalışmak sorumluluğumuzdur.

 

Çocuk Hakları: Dünya üzerindeki bütün çocukların doğuştan sahip olduğu haklara çocuk hakları denir.

 

Çocuk Hakları Sözleşmesine göre;

             Her birey on sekiz yaşına kadar çocuk olarak kabul edilir ve vazgeçilmez haklara sahiptir.
  Yaşamak, her çocuğun temel hakkıdır ve herkesin ilk görevi çocukların yaşamını korumaktır.
  Her çocuğun ailesiyle birlikte yaşama hakkı vardır.
  Her çocuk, görüşlerini serbestçe ifade etme hakkına sahiptir.
  Engelli çocukların özel olarak korunma ve saygı görme hakkı vardır. 
  Her çocuğun sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı vardır.
  Her çocuk eğitim hakkı vardır. İlköğretim parasız ve tüm çocuklar için zorunludur.
  Çocukların okula gitme, oyun oynama hakkı vardır.
  Çocuklar yetişkinler gibi ya da zorla çalıştırılamazlar.

 

UNICEF, Dünya çocuklarını korumak ve yaşam koşullarını iyileştirmek amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından kurulan bir yardım kuruluşudur. Çocuk Hakları Sözleşmesinin kabul edildiği 20 Kasım günü, tüm dünyada Çocuk Hakları Günü olarak kutlanmaktadır. Ülkemizde de Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü (eski adıyla Çocuk Esirgeme Kurumu) yoksul ve korunmaya muhtaç çocuklara bakım, eğitim, sağlık, kültür hizmetlerini sağlamak için oluşturulmuş bir kurumdur.

 

ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI

Uygarlık kavramı bir ülkenin veya bir toplumun maddi ve manevi varlıklarını; düşünce, sanat, bilim ve teknoloji ürünlerinin tümünü ifade eder. Anadolu ve Mezopotamya bölgelerinde geçmişte birçok uygarlık yaşamıştır. Bu durumun sebebi Anadolu ve Mezopotamya bölgelerinin insan yaşamına uygun olmasıdır.(İklimi uygun, toprakları verimli, su kaynakları bol) Anadolu, günümüzde Türkiye topraklarının büyük bir kısmının olduğu bölgedir. Dicle ve Fırat Nehirleri arasında kalan bölge ise Mezopotamya olarak adlandırılır.

Anadolu’ da kurulan uygarlıklar: Hititler, Frigler, Lidyalılar, Urartular, İyonlar

Mezopotamya’ da kurulan uygarlıklar: Sümerler, Asurlar, Babiller

HİTİTLER: Anal denilen yıllıklar yazmışlar ve böylece tarih yazıcılığını başlatmışlardır. Hititler ile Mısırlılar arasında Kadeş Antlaşması imzalanmıştır (MÖ1280). Kadeş Antlaşması, insanlık tarihinin ilk yazılı antlaşması olarak bilinir.

FRİGLER: Geçimlerini tarım ve hayvancılıkla sağlarlardı. Bu nedenle tarım ve hayvancılığı korumak için oldukça sert kanunlar yapmışlardır.

LİDYALILAR: Lidyalılar parayı icat eden uygarlıktır. Tarihteki ilk ticaret yolu olan Kral Yolu’nu yaptılar. Kral Yolu, Efes’ten Mezopotamya’ya kadar uzanmaktaydı.

URARTULAR: Tarım ve hayvancılığa önem veren Urartular, tarımı geliştirmek için Şamran adı verilen su kanallarını yapmışlardır. Bu su kanallarından günümüzde hâlâ kullanılanlar vardır. Maden işlemeciliği, taş işçiliği ve kale yapımında ustalaşmışlardır.

İYONLAR: Denizcilikle uğraşan İyonlarda demokratik bir yönetim anlayışı vardı. Bu yönetim anlayışının sağladığı özgür düşünce ortamı İyonların bilim ve sanat alanında ilerlemesini sağlamıştır. Thales (Tales) ve Pythagoras (Pisagor), matematik-astronomi; Hipokrates (Hipokrat), tıp; Homeros, edebiyat; Herodotus (Heredot), tarih; Diogenes (Diyojen), felsefe alanında önemli çalışmalar yapmış bilim insanlarıdır.

SÜMERLER: Yazıyı icat eden uygarlıktır. Yazının icat edilmesi başlangıcı olarak kabul edilir. Günlük yaşantımızın önemli bir parçası olan tekerlek de Sümerler tarafından icat edildi. Sümerler, astronomi ve geometri alanında önemli çalışmalar yapmışlardır. Bir üçgenin iç açılarının toplamının 180 derece olduğunu hesapladılar, Ay yılı esasına dayanarak takvim hazırladılar.

ASURLAR: İlk kütüphaneyi kuran uygarlıktır. Sümerlerden öğrendikleri çivi yazısını ticaret için geldikleri Anadolu’ daki uygarlıklara öğettiler.

BABİLLER: En önemli kralları Hammurabi’dir. Hammurabi,tarihte ilk anayasa olarak kabul edilen Hammurabi Yasaları’nı yapmıştır. Bu yasalara göre suç işleyenler sert şekilde cezalandırılırdı. Hukuk devleti anlayışının ilk defa Babiller döneminde ortaya çıktığı söylenebilir. Babil’in Asma Bahçeleri ve Babil Kulesi en önemli eserleridir.

 

DOĞAL VARLIKLAR VE TARİHİ MEKANLAR

Doğada insan eli değmeden oluşan, gezilip görülebilecek eşsiz güzellikteki yerler ve unsurlar doğal varlık olarak nitelendirilir. Yurdumuz doğal varlıklar bakımından oldukça zengindir. (ÖRNEK: Manyas Kuş Cenneti, Uzungöl, Peribacaları.) Geçmişte yaşamış insan topluluklarına ait kalıntıların bulunduğu yapı ve alanlara tarihî mekân adı verilmektedir.(ÖRNEK: Safranbolu Evleri, Çatalhöyük) Geçmiş uygarlıklardan kalan kalıntı ve eserlere tarihî eser denir. (ÖRNEK: Malabadi Köprüsü, Galata Kulesi) Geçmişten bizlere kalan ve tarihî değer taşıyan eşyalar tarihî nesne olarak adlandırılır. Arkeolojik kazılar sonucu bulunan kılıç, vazo, takı, tarım aletleri gibi eşyalar tarihî nesnelere örnektir. Dinlenme, eğlenme, yeni yerleri görme, tanıma vb. amaçlarla geziye çıkan insanlara turist adı verilir.

 

KÜLTÜREL ÖGELERİMİZ

Binlerce yıllık geçmişe sahip olması ve birçok medeniyete ev sahipliği yapması nedeniyle ülkemizde kültürel özellikler çeşitlilik göstermektedir. Bir toplumda nesilden nesile aktarılarak yaşatılan gelenek, görenek, inanış, düşünce ve sanat varlıklarının tümüne kültür adı verilir. Yemekler, halk oyunları, mimari yapılar, geleneksel el sanatları, kıyafetler, halk ozanları ve türküler ülkemizin kültürel özelliklerini oluşturan unsurlara birer örnektir. Kültür, yere ve zamana göre değişiklik gösterebilir. Toplumları bir arada tutan millî ve manevi değerleri bulunmaktadır. Bir toplumun nesilden nesile aktarılan alışkanlıklarına, davranışlarına ve yaşam tarzlarına gelenek ve görenek adı verilir. Her toplumun kendine özgü gelenek ve görenekleri mevcuttur. Bunlar, yüzyıllardır yaşanan ve toplum tarafından kabul görüp yaşatılan değerlerdir. Gelenek ve görenekler toplumda birlik ve beraberliğin; huzur ve barış ortamının oluşmasında, sürdürülebilmesinde de etkilidir. Yeni doğan bebeği görmeye gitme, asker uğurlama, kız isteme, hasta ziyaret etme, büyüklerin elini öpme, nişan ve düğün merasimleri yapma gelenek ve göreneklerimiz arasında sayılabilir.

YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ:

Yeryüzünde oluşan engebe ve çukurların tümüne yüzey şekilleri denir. Yeryüzünün tamamının ya da bir bölümünün kuş bakışı görünüşünün belli bir ölçek dâhilinde küçültülerek bir düzlem üzerine aktarılmasına harita denir. Bir çizimin harita olabilmesi için gerekli koşullar vardır. Bunlar; Kuşbakışı görünüşe göre çizilmesi, Bir düzlem üzerine aktarılması, Belli bir ölçek dâhilinde küçültülmüş olmasıdır.  Haritalardaki küçültme oranına ölçek denir. Haritalarda kullanılan özel işaretlerin ve renklerin ne anlama geldiğini gösteren bölüme lejant denir. Yükselti basamaklarına göre yeryüzü şekillerinin dağılışını gösteren haritalara fiziki harita denir. Fiziki haritalarda renkler yükseltiyi gösterir. Deniz seviyesi her zaman 0 (sıfır) olarak kabul edilir.  Fiziki haritalarda gösterilen yeryüzü şekilleri şunlardır:

 

Dağ: Yeryüzünün, çevresine göre yüksek olan ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümleridir.

Akarsu: Yeryüzünde belirli bir eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan sulardır.

Ova: Çevresine göre alçakta kalan geniş düzlüklerdir.

Körfez: Denizin, karanın içine doğru sokulduğu büyük girintilerdir.

Yarımada: Üç tarafı sularla çevrili, bir tarafı karayla bağlantılı yeryüzü şeklidir.

Burun: Kara parçalarının denizin içine doğru uzanmış bölümleridir.

Vadi: Akarsuların yatağını aşındırarak oluşturduğu yeryüzü şeklidir.

Ada: Etrafı sularla çevrili kara parçasıdır.

Göl: Kara üzerinde bulunan çukurların zaman içinde suyla dolması sonucu oluşan yeryüzü şeklidir.

Boğaz: İki denizi birbirine bağlayan dar su geçitleridir.

Koy: Denizin, karanın içine doğru sokulduğu küçük girintilerdir.

Plato: Çevresine göre yüksekte kalan, akarsular tarafından parçalanmış geniş ve engebeli yüzey şekilleridir.

 

İKLİMİN İNSAN FAALİYETLERİNE ETKİSİ:

 

Dünya’yı saran atmosfer tabakasında çeşitli hava olayları meydana gelmektedir. Kar, dolu ve yağmurun yağması, rüzgârın esmesi, fırtına ve sisin oluşması hava olaylarına örnektir. Bu olaylar insanların günlük yaşamlarını etkilemektedir. Bu nedenle insanlar hava olaylarını önceden bilmek ve hava olaylarının olumsuz etkilerine karşı tedbir almak isterler. Belirli bir ülke, bölge veya merkezde, belirli zaman dilimi içinde görülebilecek hava olaylarının gözlem ve analizlere dayanılarak öngörülme çalışmaları hava tahmini olarak adlandırılır. Geniş bölgelerde, uzun yıllar boyunca hava olaylarının gösterdiği ortalama duruma iklim denir. Bir bölgenin iklimi, o bölgeye ait 40-50 yıllık hava olaylarının ortalamasıdır. Ülkemizde Karadeniz iklimi, Akdeniz iklimi ve karasal iklim olmak üzere üç farklı iklim tipi görülmektedir.

 

Karadeniz iklimi

Karadeniz’in kıyı kesimlerinde görülür. Yazları serin, kışları ılık ve her mevsim yağışlıdır. Yağış en fazla sonbahar mevsiminde düşer. Karadeniz ikliminin görüldüğü yerlerde bitki örtüsü ormandır.

 

Akdeniz iklimi

Akdeniz, Ege ve Marmara Denizi’nin kıyılarında görülür. Yazları sıcak ve kurak; kışlar, ılık ve yağışlıdır.

Yağış en fazla kış mevsiminde düşer. Akdeniz ikliminin görüldüğü yerlere bitki örtüsü makidir.

 

Karasal iklim

Türkiye’de etki alanı en geniş iklimdir. Denize kıyısı olmayan yerlerde görülür. Ülkemizin doğusunda karasal iklim sertleşir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer. Yağış en fazla ilkbahar

mevsiminde düşer. Nem az olduğundan günlük ve yıllık sıcaklık farkları fazladır. Karasal iklimin görüldüğü yerlerde bitki örtüsü bozkırdır.

 

İklim; ulaşım, tarım, giyim, hayvancılık, turizm, konut tipi, beslenme ve bitki örtüsünü etkiler. Konut tipleri iklime göre değişebilmektedir. Karadeniz ikliminin görüldüğü köylerde orman bol olduğundan ahşap evler, karasal iklimin görüldüğü yerlerde yağışın az olmasından dolayı kerpiç ve toprak evler yaygındır. Akdeniz

ikliminin görüldüğü yerlerde ise yazları serin tutan taş evler görülür.

 

NÜFUS VE YERLEŞME:

Sınırları belli bir alan içinde yaşayan insan sayısına nüfus denir. Bir toplumsal grubun ya da kalabalık bir nüfus topluluğunun, yaşamak ve ekonomik etkinliklerini sürdürebilmek için belli bir yeri seçmelerine ise yerleşme adı verilir.

Nüfusun dağılışını etkileyen doğal özellikler: Yeryüzü şekilleri, toprak yapısı, iklim, su kaynakları, bitki örtüsü

Nüfusun dağılışını etkileyen beşeri özellikler: Sanayi, ulaşım, ticaret, hizmet sektörü, tarım, madencilik, turizm

 

AFETLER VE ÇEVRE SORULARI:

Doğada kendiliğinden meydana gelen, can ve mal kaybına neden olan olaylara doğal afet denir. Doğal afetler çok kısa bir zamanda meydana gelirler. Deprem, sel, çığ, heyelan ve orman yangını doğal afetlere örnektir.

 

Deprem: Deprem, yer kabuğunda biriken enerjinin aniden boşalması sonucunda meydana gelir. Deprem sonucu meydana gelen titreşimler geçtikleri ortamı ve yeryüzünü sarsarak yıkıcı etkiye sebep olabilir. Deprem, ülkemizde en fazla can ve mal kaybına yol açan doğal afetlerden biridir. Geçmiş yıllarda depremler sonucunda birçok insan hayatını kaybetmiş veya yaralanmıştır. Deprem sonucunda önemli miktarda maddi zarar da ortaya çıkar. Yanardağların püskürmesi ve yer altındaki mağaraların çökmesi de depremlerin oluşum nedenleri arasındadır. Deprem, insan etkisi olmadan gerçekleşen bir doğal afettir. Ancak insanların deprem öncesinde yaptığı hatalı davranışlar, deprem sonucunda meydana gelen can ve mal kaybı miktarını etkiler. Depremin insanlar üzerindeki etkisini önlemek için aşağıdaki unsurlara dikkate edilmelidir.

Konutların içinde yeterli güvenlik önlemleri alınması (kitaplık, mutfak dolabı gibi yüksek

yapılı cisimlerin duvara sabitlenmesi)

Konutların yumuşak zemin ve fay hatları üzerine yapılmaması

Konut yapımında kullanılan malzemenin dayanıklı ve kaliteli olması

Konutların inşaat yönetmeliklerine uygun yapılması

 

Sel: Karların erimesi ve yağmurun fazla yağması sonucunda su kaynaklarının seviyesi yükselir. Bu suların, geçtiği yerlere zarar vermesiyle sel meydana gelir. Sel, ülkemizde en fazla Rize, Ordu, Artvin ve çevresinde görülür. Ormanlık alanlardaki ağaçların gelişigüzel kesilmesi, ormanların yakılması, dere yataklarına konut yapılması selin zararlarını artıran insan faaliyetlerine örnektir.

 

Çığ: Dağlık ve engebeli yerlere sürekli kar yağması sonucunda yamaçlarda kar birikir. Biriken kar kütlesinin aşağıya doğru hareket etmesi sonucu meydana gelen doğal afete çığ denir.

 

Heyelan: Dik yamaçlarda bulunan toprağın veya kayaçların aşağıya doğru hareket ederek kaymasına heyelan denir. Heyelan genellikle yağışın fazla olduğu ve karların erimeye başladığı dönemlerde gerçekleşir.

Ülkemizde heyelan en fazla Karadeniz kıyılarında görülür. Çünkü Karadeniz kıyılarında arazi eğimlidir ve yağış fazladır.

 

Orman Yangını: Ülkemizde orman yangınları genellikle ormanlık alanlara bırakılan cam kırıklarının, söndürülmeden bırakılan sigara izmaritlerinin, piknik ve anız ateşlerinin etkisiyle çıkmaktadır.

 

Dünya nüfusunun son yıllarda hızla çoğalması ve sanayileşme süreciyle birlikte çevre sorunları artmıştır. Havanın, suyun, toprağın kirlenmesi ve erozyon önemli çevre sorunlarıdır.

 

Erozyon: Bitki örtüsü bakımından fakir ve eğimli yamaçlarda bulunan toprağın su, rüzgâr vb. etkilerle aşındırılarak başka yerlere taşınmasına erozyon denir. Erozyon sonucunda toprağın verimli olan üst kısmı başka yerlere taşınır. Ülkemizde ormanların az olduğu Konya ve Karaman çevresi erozyonun en çok görüldüğü yerlerdir.

Erozyonu önlemek için;

Boş araziler ağaçlandırılmalıdır.

Tarım arazileri eğime dik sürülmelidir.

Mera hayvancılığı yerine besi hayvancılığına önem verilmelidir.

Tarlalar aşırı sulanmamalıdır.

 

Küresel Isınma: Dünya’mızı çevreleyen atmosferde canlıların yaşamlarının devam etmesini sağlayan gazlar bulunur. Atmosferin canlı yaşamına katkılarından biri de Güneş’ten gelen ve Dünya’dan uzaya yansıyan ışınların bir kısmını tutmaktır. Sera etkisi adı verilen bu olay Dünya’nın gündüzleri aşırı sıcak, geceleri ise aşırı soğuk olmasını önler. Sanayi tesislerinden atmosfere salınan bazı gazlar güneş ışığını tutarak sera etkisinde artışa neden olur. Bunun sonucunda Dünya’mızın ortalama sıcaklığında artış meydana gelir. Küresel ısınma, sera etkisindeki artışla birlikte Dünya atmosferinin ortalama sıcaklığının artması durumudur. Küresel ısınma, su kaynaklarındaki buharlaşma hızını artırır. Bu durum, canlıların içme ve kullanma suyuna ulaşmalarını önler. Dünya’mızın ortalama sıcaklığının artmasıyla birlikte buzullar erimeye başlar. Bu da buzullarda yaşayan canlıların yaşamını tehdit eder ve kıyıya yakın yerleşim birimlerinin sular altında kalmasına yol açabilir.



Güvenli Genel Ağ Kullanımı: Teknolojik aletlerimizi, ekranında özel bilgilerimiz varken açık bırakmamalıyız. Teknolojik aletlerimizde kullandığımız yazılımların güncel olmasına özen göstermeliyiz. Virüsler taşınabilir USB bellekler tarafından teknolojik aletlere bulaşabilmektedir. Bu nedenle USB bellekleri kullanmadan önce virüs taramasından geçirmeliyiz. Bilgisayarımızdaki önemli verileri mutlaka yedeklemeli ve bunları güvenli bir ortamda saklamalıyız. İnternet adresinin başında https:// olmasına dikkat etmeliyiz.

Sanal ortamda kullanılan şifrelerin tümünün birbirinin aynısı olmamasına özen gösterilmelidir. Şifrelerin kolay tahmin edilemeyen büyük ve küçük harf, rakam, noktalama işaretleri içermesine dikkat edilmelidir. Ardışık harf ve sayılardan oluşan ifadeler (abcd,1234 gibi), doğum tarihi (2003 gibi) ve önemli olayların gerçekleştiği yılların tarihleri (1453, 1923 gibi) şifre olarak kullanılmamalıdır. Kredi kartını kaybeden bir kişi, hemen bankasının müşteri hizmetlerini aramalı ve kredi kartını iptal ettirmelidir. Sanal ortamda telefon numarası, adres, aile bireylerinin adı, doğum yeri gibi kişisel bilgiler paylaşılmamalıdır. Telefonla arayan kişilere kendilerini nasıl tanıtırlarsa tanıtsınlar kimlik ve kredi kartı bilgileri verilmemelidir. Değerli ürünlerin sanal ortamda bedava teklif edilmesine aldanılmamalıdır. Bu kişiler size bu ürünleri göndermek vaadiyle kişisel bilgilerinizi isteyebilir. Bu ve benzeri davranışları yapan kişiler hukuki yaptırımlarla karşılaşırlar.

*Bir aleti, aygıtı ve yöntemi ilk kez bulma işine icat (buluş) adı verilir. Yeni bir buluş ortaya koyan (icat eden) kişiye ise mucit (buluş yapan) denir. Mevcut bilgileri kullanarak yeni bilgiler ortaya çıkarma çabasına bilimsel düşünme denir.

Bilim İnsanlarının Ortak Özellikleri: Meraklıdır, dürüsttür, araştırmacıdır, sabırlıdır, objektiftir, panlıdır, yenılıklere açıktır.

Bilimsel Etik: Etik, ahlak demektir. Araştırmalarımızda bilimsel etiğe uygun davranabilmek için kaynakça hazırlamamız gerekir.

Çevremizdeki Ekonomik Faaliyetler: Yaşadığımız çevredeki kaynakları kullanarak yeni ürünler elde etmeye üretim denir. Ürünlerin tüketiciye ulaştırılması için malın üretildiği yerden alınıp satılacağı yere taşınmasına dağıtım denir. Üretilen malın kullanılması veya hizmetten yararlanılmasına tüketim denir. İnsanlar geçimlerini sağlayabilmek için tarım, hayvancılık, sanayi, ticaret, turizm, madencilik, ormancılık ve hizmet sektöründe faaliyet gösterirler.Bir yerdeki ekonomik faaliyetleri o yerin; coğrafi yapısı, yer altı ve yer üstü kaynakları, iklim özellikleri, yeryüzü şekilleri, ulaşım yolları, su kaynakları ve nüfusun dağılışı etkiler.

Tarım ürünlerinin yetişme koşulları ve özellikleri farklılık göstermektedir. Ülkemizde farklı iklim ve toprak çeşitleri bulunmaktadır. Bu nedenle ülkemizin çeşitli yerlerinde birbirinden farklı tarım ürünleri yetiştirilmektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kırmızı mercimek, antep fıstığı, pamuk, mısır, pirinç, karpuz yetiştirilir. Karadeniz Bölgesi’nde çay, fındık, mısır yetiştirilir. Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde pamuk, haşhaş, zeytin, üzüm, incir, mısır, muz (Mersin), turunçgil yetiştirilir. İç Anadolu Bölgesi’nde buğday, arpa, şekerpancarı, patates yetiştirilir. Doğu Anadolu Bölgesi engebeli ve soğuk olduğu için tarıma çok uygun olmamakla birlikte buğday, arpa, kayısı yetiştirilir. Marmara Bölgesi’nde ayçiçeği, pirinç, zeytin, sebze ve meyve yetiştirilir.

Doğu Anadolu Bölgesi’nde büyükbaş hayvancılık, iç bölgelerde küçükbaş hayvancılık, kıyılarda balıkçılık, Bursa’da ipekböcekçiliği, nüfusun çok olduğu büyükşehirlerin çevresinde kümes hayvancılığı, bitki çeşitliliğinin fazla olduğu yerlerde arıcılık yaygındır.

Yeryüzü şekillerinin sade, iklim koşullarının ılıman ve ulaşım ağının gelişmiş olduğu yerler sanayi tesisi kurmak için uygundur. Sanayi faaliyetlerinin geliştiği yerlerde ticaret de gelişir.

Yazları uzun ve güneşli geçen, Akdeniz ikliminin etkisi altında olan kıyı kesimler deniz turizmi yaygındır. Ör: Antalya (Alanya,Manavgat, Kemer), Muğla (Bodrum, Fethiye,Marmaris), İzmir (Çeşme) gibi. Yeryüzü şekillerinin dağlık ve engebeli olduğu alanlar kış turizminin yapılması için uygundur. Ör: Bursa (Uludağ), Erzurum (Palandöken), Bolu (Kartalkaya)

Ülkemiz maden bakımından oldukça zengindir. Bor madeni, Balıkesir, Bursa, Kütahya ve Eskişehir çevresinde çıkarılır. Boksit, Seydişehir (Konya) ve Akseki’de (Antalya) çıkarılır. Krom, Guleman (Elazığ), Fethiye, Köyceğiz (Muğla), Acıpayam (Denizli), Eskişehir, Orhaneli (Bursa)’da çıkarılır. Demir, Divriği ve Hekimhan çevresinde çıkarılır. Bakır, Küre (Kastamonu), Murgul(Artvin) ve Maden(Elazığ)’da çıkarılır. Taşkömürü, Zonguldak’ta çıkarıır. Kırklareli(Hamitabat)’ta doğalgaz çıkarılır.

Herhangi bir şey üretilmeden sadece insanlara hizmet edilen ekonomik faaliyetlere hizmet sektörü denir.(Memur, polis, öğretmen, doktor, bankacılık vb. )


ALIŞVERİŞLERDE BİLMEMİZ GEREKEN HAKLARIMIZ
Garanti süresi malın teslim alındığı tarihten itibaren en az 2 yıldır. Etiket fiyatı ile kasa fiyatı arasında fark olursa tüketici lehine fiyat uygulanır. Ayıplı mal ile ilgili ücret iadesi ücretsiz onarım veya yenisiyle değiştirilmesi talep edilebilir. İnternet üzerinden ve kapıdan yapılan alışverişlerde 14 gün içinde sözleşmeden cayma hakkı vardır.
Taksitli satışlarda tüketici 7 gün içerisinde cayma hakkına sahiptir.

BİLİNÇLİ TÜKETİCİ NE YAPAR?
Alışverişe çıkmadan önce alışveriş listesi hazırlar. Alacağı malın kaliteli ve uygun fiyatlı olmasına dikkat eder. Ürünün üzerinde TSE damgası olmasına dikkat eder. Satın aldığı ürünün fiş fatura satış sözleşmesi veya Garanti belgesini alır. Alacağı ürünün son kullanma tarihine dikkat eder. Ürünü kullanım kılavuzuna göre kullanır. Hakları ihlal edilirse tüketici haklarını koruyan kurumlara başvurur

TÜKETİCİ HAKLARI SORUNLARI İLE İLGİLİ NERELERE BAŞVURABİLİRİZ?
Tüketici sorunları hakem heyeti
Tüketici mahkemeleri
Ticaret bakanlığı
Alo 175 tüketici hattı

YAŞADIĞIMIZ YERİN YÖNETİMİ: Ülkemiz, devletin kamu hizmetlerini her yere daha rahat götürebilmesi, toplumun ihtiyaçlarını karşılayabilmesi amacıyla il ve ilçelere ayrılmıştır. Türkiye'de 81 ile bağlı olan toplam 923 ilçe bulunmaktadır.

MERKEZE BAĞLI YÖNETİM:

İL YÖNETİMİ: İllerde merkezi yönetimin temsilcisi validir. Vali ilde yönetimin başıdır. Aynı zamanda ilde devletin, hükümetin yani bakanlıkların temsilcisidir. Bakanlar Kurulu kararı ve cumhurbaşkanının onayı ile atanır.

VALİNİN GÖREVLERİ: Halkın huzur ve güven içinde yaşamasını sağlamak. İlin ekonomik kalkınması için projeler geliştirmek. Sağlık kuruluşlarının yaygınlaşmasına çalışmak. Halkın istek ve şikâyetlerini dinleyerek çözüm üretmek. Köylerin yol, su, kanalizasyon gibi ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmalar yapmak. Eğitim-öğretimin düzenli yürümesi için çalışmak. Turizmi desteklemek, ilimin tanıtımı için çalışmalar yapmak.

İLÇE YÖNETİMİ: İlçe yönetimin başında kaymakam bulunur. Valiye bağlı olarak görev yapar. Kaymakamın görevlendirilmesi, İç İşleri Bakanlığı ve cumhurbaşkanının onayı ile gerçekleşir.

KAYMAKAMIN GÖREVLERİ: İlçe sınırları içinde yaşayan halkın huzur ve güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almak. Halkın eğitim, sağlık, temiz bir çevrede yaşamak gibi ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmak. Halkın istek ve şikayetlerini dinlemek, sorunların çözümü için gerekli tedbirleri almak. İlçenin kalkınması için çalışmalar yapmak

YEREL YÖNETİM:

İllerde, ilçelerde ve köylerde yaşayanlara o bölgelerin gerektirdiği bazı hizmetlerin götürülmesini sağlamak amacı ile kurulan yönetim örgütlerine yerel yönetimler denir.

Belediye Yönetimi: Nüfusu 2000'in üzerinde olan yerler ile nüfuslarına bakılmaksızın il ve ilçe merkezlerinde halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak üzere hükümet kararıyla kurulmuş yerel yönetim birimidir. Bir şehrin belediye başkanı o şehirde oturan insanlar tarafından seçilir.

BELEDİYE BAŞKANININ GÖREVLERİ: Yol, su, kanalizasyon gibi altyapı çalışmaları yapmak. Satılan ürünlerin sağlığa uygunluğunu denetlemek. Çöpleri toplamak, çevrenin temizliği için gerekli tedbirleri almak. Parklar inşa etmek, bunların bakımını yapmak. Yangın, sel, deprem gibi afetlerde halka yardım etmek. Toplu taşıma hizmetinin sunulmasını sağlamak. Halkın planlı ve sağlıklı bir çevrede yaşamasını temin etmek. İhtiyaç sahibi halka yardım ulaştırmak. Eğitim, kültür, sanat ve spor faaliyetlerine destek vermek.

Köy Yönetimi:

Köy, en küçük yönetim birimleridir.
Köy yönetiminin başında muhtar bulunur. Muhtar yerel seçimlerle belirlenir.

MUHTARIN GÖREVLERİ: Mahalleye yeni taşınanların kayıt işlemlerini yapmak. Seçimler öncesinde oy kullanacak kişileri gösteren seçmen kâğıtlarının dağıtılmasını sağlamak. Herhangi bir salgın hastalık ortaya çıkarsa ilgili kurumları bilgilendirmek. Resmî kimlik belgesini kaybedenler için gerekli olan belgeleri hazırlamak. Mahallemde gördüğü ihtiyaçları belediye, kaymakamlık ve valilik gibi kurumlara bildirmek. Okula başlaması gereken çocukları belirlemek, eğitim kurumlarıyla paylaşmak. Doğum ve ölümler sonrası gerekli belgeleri hazırlamak.

ULUSAL EGEMENLİK VE ULUSAL BAĞIMSIZLIK:

Ulus, millet demektir. Egemenlik ise devlet yönetme gücüdür. Bir devletin yasama,  yürütme ve yargı güçleri ile silahlı güçlerinin  tümüdür. Egemenlik tüm bu güçleri kullanabilme,  emretme ve emirlerini yerine getirebilme gücüdür.  Egemenlik, bir milletin geleceği ile ilgili son sözü  söyleme ve son kararı verebilme yetkisi ve  gücüdür.Ulusal Egemenlik ise devlet yönetme gücünün millete(ulusa) ait olmasıdır. Devleti  yönetme yetkisine sahip olanların(devlet  yöneticilerinin), bu yetkiyi ulustan almalarıdır. Devleti yönetecek kişilerin, millet tarafından seçilmesi demektir. Ulusal bağımsızlık; başka devletlerin sömürgesi olmamak, hür yaşamak demektir.

BAĞIMSIZLIK SEMBOLLERİMİZ:

Bir ülkenin özgür ve bağımsız olduğunu gösteren çeşitli semboller vardır. Bu semboller değerlidir. Devletler için çok önemlidir. Özgür bir şekilde yaşamımızı sürdürebilmek için onları korumalı ve saygı göstermeliyiz. Devletimizin bağımsızlık sembolleri şunlardır:

Bayrağımız, İstiklal Marşımız, Atatürk ve Anıtkabir, Dilimiz, Cumhurbaşkanlığı Forsu, Başkentimiz, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Lirası (Paramız) Anayasamız, Milli Takımlarımız, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız

Bayrağımız:

Ø    Ülkemizin en önemli bağımsızlık sembolüdür. Rengini vatan için can veren şehitlerimizin kanından alan bayrağımız bizim için çok kutsaldır.

Ø    Bayrağımızdaki ay bağımsızlığın, yıldız da şehitlerimizin simgesidir.

Ø    Bayrağımızdaki kırmızı renk eski Türk geleneklerine göre hâkimiyeti anlatır.

Ø    Beyaz renk güç, ululuk ve adaletin yanında temizliği de ifade eder.

Ø    Bayrağımızın resmi şekli 29 Mayıs 1936 yılında çıkarılan "Bayrak Kanunu" ile belirlenmiştir.

İstiklâl Marşımız:

Ø    İstiklal Marşımız da bayrağımız gibi ulusal egemenlik sembollerindedir. İstiklal Marşı'mızın yazarı Mehmet Akif ERSOY'dur.

Ø    Marşı'mız TBMM tarafından 12 Mart 1921 tarihinde kabul edilmiştir. Törenlerde söylediğimiz şekliyle 1930 yılında Osman Zeki ÜNGÖR tarafından bestelenmiştir.

Ø    Bayrağa ve İstiklal Marşı'na saygı her Türk'ün milli görevidir.

 

ULUSLAR ARASI TİCARET

İhracat (dış satım): Bir ülkenin başka ülkelerden mal satmasına denir.

İthalat (dış alım): Bir ülkenin başka ülkelerden mal almasına denir.

Türkiye’nin ihracatında ilk sırada yer alan ülke; ALMANYA’dır. En fazla ithalat yaptığımız ülke ise RUSYA’ dır.

 


En fazla ihraç ettiğimiz on ürün

1. Motorlu kara taşıtları ve bunların parça,

aksesuarları

2. Demir ve çelik

3. Mineral yakıtlar (Kömür gibi)

4. Elektrikli makine ve cihazlar

5. Kazanlar, makineler, mekanik cihazlar ve aletler

6. Plastik ve mamülleri

7. Demir ve çelikten eşya

8. Kıymetli taşlar

9. Örülmemiş giyim eşyası ve aksesuarları

10. Alüminyum ve alüminyum eşya

 

 

En fazla ithal ettiğimiz on ürün

1. Mineral yakıtlar (Kömür, petrol, doğal gaz gibi),

mineral yağlar

2. Demir ve çelik

3. Kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler

4. Elektrikli makine ve cihazlar

5. Plastik ve mamulleri

6. Motorlu kara taşıtları ve bunların parça,

aksesuarları

7. Organik kimyasal ürünler

8. Kıymetli veya yarı kıymetli taşlar, kıymetli

metaller

9. Bakır ve bakır eşya

10. Tahıl


 


Yorumlar

  1. Öğretmenim, ben 5-C sınıfından Nisanur Akkuş'un annesiyim. Elinize - emeğinize sağlık çok güzel bir uygulama olmuş.

    YanıtlaSil
  2. derslerimde çok yardımcı oldunuz teşekkürler

    YanıtlaSil
  3. derslerimde çok yardımcı oluyorsunuz çok teşekkürler

    YanıtlaSil
  4. öğretmenim ben 5\E den Miray Baykuş öğretmenim iyiki bu siteyi hazırlamışsınız sıkıldıkça giriyorum boş vakitlerimde felan giriyorum abuk subuk şeylere bakmaktansa bu daha iyi hem de bilgi öğreniyoruz.Herkese iyi dersler.Başarılarr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bencede bu arada öğretmenim alinize kolunuza sağlık 5 E ılgın fatma yolmaz

      Sil
  5. Öğretmenim ben 5/E den Merve erkek iyiki bu siteyi hazırlamışsınız hem canlı derse giremeyenler için çok güzel bir site oldu boş vakitlerinde sınava yazılıya hazırlandığımda kitaba ve bu siteye bakacağım boş boş oturmaktansa bu siteye girerim yada ders çalışırım çok teşekkürler sizi çok seviyoruz .Herkese iyi dersler. Başarılar😊

    YanıtlaSil
  6. Ogretmenim ben 5\Edenİlayda denli cok guzel olmus elinize emegenize saglik

    YanıtlaSil
  7. HOCAM BEN 5/I ADEM ABDULLAH ÇOK GÜZEL OLMUŞ

    YanıtlaSil
  8. HOCAM BEN ADEM ABDULLAH BUĞA 5/I DAN ÇOK GÜZEL BİR ŞEY YAPMIŞSINIZ

    YanıtlaSil
  9. Hocam ben 5/I sınıfından Yiğit Berat Kökyıldırım gerçekten faydalı bir site olmuş ellerinize salık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar